DEVA partisi İlçe Başkanı Özkan; “DOKTORLARIMIZA ‘VARSIN GİDİYORLARSA GİTSİNLER’ SÖZÜ HİÇ HOŞ OLMAMIŞTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doktorlara yönelik “Varsın gidiyorlarsa gitsinler” sözlerine bir tepki de DEVA Partisi Adapazarı İlçe Başkanı Ahmet Özkan’dan geldi.

“İLAÇ KRİZİ VAR. İLAÇTA YOK LİSTELERİ UZAYIP GİDİYOR”
DEVA Partisi İlçe Başkanı Ahmet Özkan basın açıklamasında; “Türkiye’de yaşanan kötü yönetim nedeniyle hemen her alanda görülen sıkıntılar ne yazık ki sağlık sektöründe de etkisini hissettiriyor. Bunlardan bir tanesi de ilaç krizi. Herkesin kullandığı en temel ilaçlara dahi erişim özellikle son aylarda gittikçe azaldı. Eczacılarımızın kullandığı ifade ile “yok listeleri” uzayıp gidiyor. Türk Eczacılar Birliği 700 civarında ilacın bulunamadığını bildiriyorlar. Hal böyle olunca Türkiye, diğer pek çok konuda olduğu gibi sağlıkta da sosyal devlet olma niteliğini hızla kaybediyor. İlaç sorununun ve yokluğunun kaynağında ülkenin yerli ilaç üretim politikasının olmaması, yanlış planlama ve döviz kurunda yaşanan artışlar var. Hem mamul ilaçlarda hem ham madde de dışa bağımlıyız. Eş değer ürettiğimiz ürünlerin ham maddesini de yüzde doksan yurt dışından dövizle alıyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın üretici ve tedarikçilerin borcunu zamanında ödememesi, ilgili firmaların örneğin, 4 dolara sattıkları bir ilacın parasını dolar iki katına çıktıktan sonra alabiliyor olmaları, buradan oluşan mağduriyetler sonucunda da ilaç dağıtım ağının bozulması ilaç krizine yol açıyor. İlaç fiyatları için kur güncellemesinin yılda bir değil, 3-4 ay gibi aralıklarla daha sık yapılması gerekir. İlaç alınabilir olmalı, bulunabilir olmalı ve kaliteli olmalı. Vatandaş ilaca ulaşamıyorsa halk sağlığı açısından, toplum sağlığı açısından sorun var demektir. Ülkede ilaç krizi vardır. Görmezden gelinemez. Halk sağlığını tehdit eden bu durum karşısında önlem alınmazsa ilaç krizi daha da derinleşebilir. Deva Partisi olarak tedaviye erişimde, bütüncül bir yaklaşımla tedarik sisteminin tüm bileşenleri ile birlikte yeniden modellenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Deva partisi iktidarında ekonomik gelişimle birlikte ilaç tedarik sorunu sıfıra inecek, sağlık sisteminin temeline “koruyucu sağlık hizmetlerini” koyarak, halkımızın
sağlığını koruyacağız.”dedi.

“AMELİYATLAR BEKLETİLİYOR. MEDİKAL MALZEME KITLIĞI VAR”

DEVA Adapazarı İlçe Başkanı Ahmet Özkan, “Döviz kurundaki hareketliliğin tıbbi cihaz ve malzemelerini de etkilediğini ifade ederken, Türk Tabipleri Birliği ve Türk Cerrahi Derneği’nin iddiasına göre, cihaz ve malzemelerin büyük bir bölümünün yurtdışından ithal edilmesi nedeniyle erişimde sorunlar yaşandığı bildiriliyor. Döviz kurunda yaşanan dalgalanma nedeniyle medikal malzeme bulmakta zorlanan hastaneler, bazı ameliyatları erteliyor. Hekimler, ameliyat için hastalara gün verememekten şikayetçiler. Sistemin bir çıkmaza girdiği görülüyor. Bu anlamdaki ameliyatlar durma noktasına geliyor. Bir kanser hastasına, kalp cerrahi gerektiren hastaya, trafik kazası geçirmiş travma hastasına, ‘Elimizde malzeme yok, bekleyin’ cevabını veremezsiniz. Bunlar kozmetik ve estetik girişim değil ve ertelenemez hastalığın önceliği vardır. Bunları bekletemezsiniz. Var olan sorunlarla devlet hastaneleri işlevsizleştirilerek, halkı özele yönlendirmenin de altyapısı mı oluşturuluyor?” dedi.

“İNSANLARIN SAĞLIĞA ERİŞİMİNDE SORUNLARLA KARŞILAŞTIĞINI GÖRÜYORUZ”

Ahmet Özkan, “İnsanların sağlığa erişiminde sorunlarla karşı karşıya kaldığını görüyoruz. Sağlığın da vatandaşın cebinden karşılanıyor olması, kendi sosyal güvencelerinin karşılaması gereken ödemeleri SGK’nın karşılamıyor olması, vatandaşın başa çıkabileceği bir durum olmaktan öteye savruluyor” dedi. Örneğin SGK, ameliyat malzemesini karşılıyor ama sorun, SGK’nın karşıladığı bu malzeme ücretinin sabitlenmiş döviz kuru üzerinden temin edilmesi. Tedarikçi Firma, malzemeyi sabitlenmiş döviz kurundan vermediği için hastanede bu malzeme bulunamıyor. Çünkü SGK gerçek ederini karşılamıyor.

Sabitlendiği kur itibariyle yurtdışından geliş fiyatı üç katına çıkınca hastalar malzeme bekliyor. İnsanlarımız, sağlığa erişimde zorlanıyorlar. Doktorlar “Hastalara gün verilse de ameliyat edemiyoruz” diyorlar. “Çıkar yol olarak, hastanelerin bir kısmı ihtiyaç olan malzemeyi söylüyor vatandaşa ‘bunu alıp, gel’ diyor. Bazı hastaneler ise malzemenin parasını o günkü kurdan vatandaştan alıyor, malzemeyi hemen peşin satın alıyor. İnsanımız var olması gereken sağlık imkânlarından mağdur edilmemelidir. Sosyal
devletin sağlaması gereken sağlık hizmeti yavaş yavaş ortadan kalkıyor” dedi.

“HASTANEDEN RANDEVU ALMA KRİZİ”

DEVA ilçe Başkanı Özkan, “Randevulu sisteme geçtik, hastanelerde hasta kuyruklarını bitirdik” diye övünüyorlardı. Evet hastane de kuyruk yok çünkü artık vatandaş randevu ve tedavi sırasını evinde bekliyor. Hem de aylarca bekliyorlar. Çünkü acil hastalara bile sıra gelmesi çok zor oluyor. Doktorların randevusuz hastalara sistem gereği bakamıyor olmaları da hem tedavi sürecini hem de bekleme sürecini arttırıyor. Şöyle ki karnınız ağrıyor, bir ayda zor randevu alıp doktora görünüyorsunuz, Doktor haliyle film istiyor, bu kez günlerce sonuç bekliyorsunuz. Sonuç çıkıyor, sonucun çıktığı güne randevu alamadığınız için bir kez daha günlerce beklemek zorunda kalıyorsunuz.” dedi.

“BU KRİZLER SİSTEMİ YARATAN İKTİDARIN SUÇUDUR”

Sağlıkta yaşanan “İlaç bulma krizi, medikal malzeme bulma krizi, randevu alma süreçlerine ait krizler.”bunların hepsi elbette sağlık çalışanlarından kaynaklanmıyor. Bizzat sistemin ve bu sistemi yaratan iktidarın suçudur. Dolayısıyla sistemsel aksaklıklardan dolayı sitem ederken başta doktorlarımız olmak üzere tüm sağlık emekçilerini bu eleştirilerden ve sitemimizden muaf tutuyoruz.

“DOKTORLARIMIZA ‘VARSIN GİDİYORLARSA GİTSİNLER’ SÖZÜ HİÇ HOŞ OLMAMIŞTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doktorlara yönelik “Varsın gidiyorlarsa gitsinler” sözlerine bir tepki de DEVA Partisi Adapazarı İlçe Başkanı Ahmet Özkan’dan geldi. Özkan, “En yetkili ağızdan, doktorlar için ‘Varsın gidiyorlarsa gitsinler’ sözü hiç hoş olmamış, bir demokratik hukuk devleti yöneticisine hiç mi hiç yakışmamıştır. “Ananı da al git” dediğiniz çiftçi tarladan çekildi ve ülkede adeta kıtlık başladı. Şimdi de doktorlara mı git diyorsunuz? Hayırdır, alternatifiniz var da onun için mi bu kadar rahat konuşuyorsunuz? Sadece yeni mezun olacaklara değil, mültecilere de güveniyorsunuz gibi geliyor bize…. Ama unutmayın ki o sizin, düşündükleriniz bizim doktorlarımızın tırnağı bile olamaz. Yeni mezunlarımızın tecrübe edinmeleri de yıllar sürer ve sağlıkta büyük bir felakete yol açarsınız. Sakın ha! Doktorlarımızı üzmeyin! Çünkü onlar üzülür hasta olurlarsa biz hepimiz hasta oluruz. Doktorlarımız gitmesin, sağlıkçılarımız üzülmesin. Biz onların sorunlarını biliyor ve kendilerini destekliyoruz.” dedi.