Siyasetin Önünde Giden Toplum

Toplumu birbirine bağlayan temeller vardır. Bu temeller, o toplumda en zorlu koşullar altında bile beraber hareket etmeyi sağlar. Maalesef Türkiye'de bu temellere açık bir şekilde sistematik devam eden saldırılar var. Hem de 20 yıldır değil en az 50 yıldır devam eden bir süreç.

Peki nedir bu saldırılar ve kim yapıyor?

Doğru soru aslında kim yapıyor değil kime yarıyor? Geçmişten beri ülkemizde iktidar-muhalefet fark etmeksizin bahsettiğim bu fay hatları veya temeller üzerine bina inşa etmekten geri durmadılar ve hala durmuyorlar. Toplumun bir kesimini ötekileştirmek ayrıştırmak için adeta bir mücadele içinde gibiler. Devir değişiyor, mahalle değişiyor ancak sopa ortadan kaldırılmıyor. Toplumu elinde sopayla dizayn etmeye çalışmanın sonunda ülke olarak ne kazanım elde ettik? Cevabını yine kim kazandı diye sorabiliriz. Kazanan her zaman toplum dışında hangi payda varsa o oldu. Toplumu düşünen, kendi mahallesi dışına seslenen bir sesi o fay hatları ve temellerin altına gömdüler.

Bunca olaydan sonra, yazının başlığına gelirsek,toplum kendisine dayatılan bu siyasi ve sosyal baskıya karşı gelmiştir. Siyasetin her zaman bir adım önünde gitmiş, birbiriyle dostça geçinmeye çalışmıştır. Onca kışkırtmalara, yaşadığı coğrafyanın zorluklarına rağmen bir arada durmaya çalışan bir toplumdan bahsediyoruz. Bugün hala zor olsa da birlikte hareket etmek zorundayız. Siyasi olarak aynı doğrularımız olmayabilir. Dini olarak belki aynı dine inanmıyor olabilir, aynı dili konuşmuyor olabiliriz. Ama aynı havayı soluduğumuz, aynı dertlerle dertlendiğimiz, sevincimizin birlikte olduğunu bilmemiz gerekiyor. Tarih tekerrür edebilir ama herşey aynı olmaz. Bir nokta mutlaka farklı olur, farklılıklarımızla birlikte siyasetin önünde gitmeye, mahallelerimize seslenmeye devam edelim.